Ayçiçek yağ sıkıntısı yok, stokçular hesabını verecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ayçiçek yağ sıkıntısı yok, stokçuluk yapanlar hesabını verecek



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son günlerde bir yağ meselesi çıkardılar. Bizim ayçiçeği, zeytinyağı böyle bir sorunumuz yok. Stokçular utanmadan fiyat yükseltiyor muhalefet de kampanya yürütüyor. Stokçuluk yapanlar bunun hesabını verecek" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda kadın muhtarlara hitap etti.

"Kadınlara hak ettiği değeri vermek anayasa ve yasalarımızın bize emridir"


Kadınlarımızın şiddete maruz bırakılmasını asla kabul edemeyiz. Kadınlara hak ettiği değeri vermek hem inancımızın, kültürümüzün hem de anayasa ve yasalarımızın bize emridir. Hakikat bu iken yakın tarihimizde buna ters düşen birçok hadiseye şahit olduk. Bizim siyaset hayatımızdaki en önemli mücadele alanlarımızdan biri de kadınlarımızı haklarına kavuşturmak olmuştur. Anayasa'mız, 'Kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz' demesine rağmen, yıllarca haksız yere eğitim hakkını kullanmaktan yoksun bırakılan kadınlarımıza eğitim hakkını biz verdik. Anayasa'mızda 'Her vatandaş seçilme hakkına sahiptir' denmesine ve milletvekili seçilme engelleri arasında 'Başörtülü olma' diye bir şart bulunmamasına rağmen, kadınların hukuksuz biçimde gasbedilen seçilme hakkını kullanmasını biz sağladık.

'Kadınlar ile erkekler arasındaki eşitsizliği biz giderdik'

Her alanda ülkemizin beşeri sermayesinin zenginleşmesinin önündeki engelleri biz kaldırdık. Türkiye'yi yasaklar ülkesi olmaktan çıkartıp eşitlik ülkesi olmasına biz dönüştürdük. Anayasamız kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz derken kadınlarımız arasında başörtülü ve başı açık ayrımına biz son verdik. Kadınlar ile erkekler arasındaki eşitsizliği gidermeyi devlet olarak biz verdik.

"Adalet ortada kalmaz, yerde sürünmez"


Tokat'taki Özlem kardeşimizin 23 yerden ahlaksız, adi eşi tarafından bıçaklandığını öğrendim. Dikkat edin, 23 yerden. Ne yaptılar, ne ettiler diye Adalet Bakanlığı'nın da dün sunumu vardı, sorduk, ettik. Meğerse 3 aydan sonra serbest bırakmışlar adamı. Aradık, araştırdık vesaire... Hamdolsun tekrar bu adi herifi içeri almışlar. Bizde de Genel Başkan Yardımcımız, Tokat Milletvekili'miz Özlem Hanım var. Hemen kendisiyle telefon irtibatlarını kurduk. Dedik 'Şimdi adaşın, Tokat Milletvekili'miz Özlem Hanım bu süreci takip edecek, Cumhurbaşkanı olarak ben de bu sürecin peşindeyim.' 2,5 yaşında da bir çocuğu var. Neden? Çünkü bu millet bize emanettir. Ve milletimizin bu emanetini bizim ortada bırakmamız mümkün değildir. Düşünün, 23 yerden bıçaklıyor. Hakim sen nasıl oluyor da böyle birisini serbest bırakıyorsun? Hakim böyle bir tasarruf yapıyor. Ondan sonra 'Yargıya hakaret...' Ne hakareti? Eğer ben bu ülkede Cumhurbaşkanıysam, sen de 23 yerden eşini bıçaklayan böyle bir adamı serbest bırakıyorsan, bununla ilgili söylenmesi gereken neyse bunu ben sana söylerim. Sonuna kadar da takip edeceğiz, daha bitmedi işimiz. Bakanıma da onu söyledim, 'Bunu yakın takibe alacaksın ve bu konu ile ilgili beni de süratle bilgilendireceksin, atılması gereken adımı da süratle atacağız.' Bu, hakim olabilir, savcı olabilir fark etmez. Biz, adaleti mülkün esası olarak gören bir medeniyetin mensuplarıyız. Adalet ortada kalmaz, yerde sürünmez. Onun için de gereğini yapacağız.

 "Şiddet ve şiddetle mücadele konusunda kadınlardan yana tarafız"


Kadının sıf cinsiyeti nedeniyle ayrımcılığa uğramasını, şiddete maruz bırakılmasını asla kabul edemeyiz. Kadın hakları konusunda kadınlardan yana tarafız. Kadınlara karşı şiddet ve şiddetle mücadele konusunda yine kadınlardan yana tarafız. Bunun için aile içi şiddeti şikayete tabi olmaktan çıkardık, resen takip edilen suçlar arasına aldık. Milletimizin emanetini bizim ortada bırakmamız söz konusu değildir. Adaleti medeniyetin mülkü olarak gören medeniyetin mensuplarıyız, adalet yerde kalmaz, gereğini yaparız. 

"Kadına şiddetle mücadelede yeni adımlar atıyoruz"


ŞÖNİM, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamalarla kadınlarımızın yanında olduğunu gösterdik. Pek çok tespit ve teklifin yer aldığı komisyonun raporu kabul edildi. Kadına şiddetle mücadelede yeni adımlar atıyoruz. Failin indirim almaya yönelik duruşmadaki tutum ve davranışları, kıyafeti, kravat takması, boyun bükmesi, takdiri indirim sebebi olarak dikkate alınmayacak. Kadına yönelik şiddetle daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve eziyet suçlarının kadına karşı işlenmesini nitelikli hal kapsamına alarak cezaları artırıyoruz. 

 

"Vekili bulunmayan kadınlara ücretsiz avukat sağlanacaktır"


Israrlı takip fiilleri müstakil suç olarak düzenlenecek, ısrarlı şekilde fiziken takip etmek, haberleşme ve iletişim araçlarını bilişim sistemlerini ve üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak fiilleri de artık suç sayılacaktır. Ayrıca bu tür suçların, ayrılık kararı verilen veya boşanılan eşe karşı işlenmesi mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması, hakkında uzaklaştırma kararı verilen fail tarafından işlenmesi durumunda ısrarlı takip suçunun cezası yükselmektedir. Eşe veya boşanılan eşe karşı işlenen kasten yaralama suçları tutuklama nedeni olarak katalog suçlar arasına alınacaktır. Vekili bulunmayan şiddet mağduru kadınlara talepleri halinde ücretsiz olarak avukat görevlendirilmesi sağlanacaktır.

"Bizim ayçiçeği, zeytinyağı böyle bir sorunumuz yok"


Son günlerde bir yağ meselesi çıkardılar. Bizim ayçiçeği, zeytinyağı böyle bir sorunumuz yok. Bunu muhalefet ülkemizi zorda göstermek adına böyle bir kampanya yürütüyor. Gerekirse sizler İçişleri Bakanlığımızın adına bunların depolarını takip edip bize haber vereceksiniz, biz stokçuların gereğini yapacağız.

 
"Devleti provoke etmeye çalışanlara gereken dersi vermek bizim boynumuzun borcu"

Yani devleti bu şekilde provoke etmeye çalışanlara gereken dersi vermek bizim boynumuzun borcudur. Böyle bir sıkıntımız olmadığı halde bu stokçuluğu yapanlar hesabını verecek. 

"Doktorluk gibi aziz bir mesleği paraya dayamak insani değil"

Hastaneleri, şehir hastaneleri yapan kim? Hastane olmayan ilimiz ilçemiz var mı? "Doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlar" diyorlar. Bu hastaneleri inşa eden biziz, bu doktorları okutan, yetiştiren bu devlet değil mi? Bu devlet sizi okuttu, en çok maliyeti yüksek olan da sağlık sektörüdür. Sordum en az alan ne alıyordur 8 bin 9 bin civarında, en çok alan 25 bin civarında alıyormuş. Bakın açık konuşuyorum varsın gidiyorlarsa gitsinler, biz de üniversiteyi yeni bitiren doktorlarımızla yolumuza devam ederiz, gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri davet eder, gerekli istihdamı sağlarız. Çünkü buralar boş kalmayacaktır. Doktorluk gibi aziz bir mesleği sadece paraya bina etmek, paraya dayamak pek insani değil.

 


--------------------------------------------------------------------
Haberin Merkezi
Sponsor: Ak Blog NET

Yorum Yap

Daha yeni Daha eski